9 Aralık 2014 Salı

ISTANBUL UNVEİLED" REKORA KOŞUYOR=YILMAZ PARLAR




"ISTANBUL
UNVEİLED" REKORA KOŞUYOR



 



 



İstanbul Rehberler Odası Başkanı Şerif Yenen tarafından hazırlanan
“Istanbul Unveiled” isimli Belgesel filme 8 ödül.



Yapımcılığı ve yönetmenliği İRO –İstanbul Rehberler Odası Başkanı
ve turizm yazarı Şerif Yenen tarafından üstlenilen “Istanbul Unveiled” belgesel
filmi istek üzerine , C.I.P Kültürel Etkileşimler Noktası'nda tekrar
gösterildi.





Yapımcılığını Şerif Yenen-Saadet Özen, Yönetmenliğini  Levent
Ayaşlı-Şerif Yenen Müziklerini  Mercan Dede, Baba Zula ve Burhan Öçal’ın
yaptığı ve söyleşileri  Amerikalı aktrist
Jessica Berkmen’in yaptığı,İstanbul’u bilinmeyen yönleriyle tanıtmak amacıyla
hazırlan ve İstanbul’un tarihi ve kültürel değerlerine yönelik belgeseli
izleyenler arasında belgeselde yer alan ancak göremiyen bazı isimlerde vardı.





Film öncesi İstanbul Rehberler Odası Başkanı Şerif Yenen kısa bir
konuşma yaparak 2015 başında yapılacak genel kongrede 12 yıldır IRO’da sürdürdüğü
başkanlık görevini kesinlikle bırakacağını söyleyerek kısaca film hakkında
bilgi verdi. “Anımsatmam gerekirse, değerli ekip arkadaşlarımla birlikte
yaptığımız Istanbul Unveiled isimli İstanbul Belgeselinin dünya galasını
ABD-Washington DC'de Smithsonian Enstitüsü'nde gerçekleştirmiştik. Ardından aldığımız
davetlerle birçok ülkede gala gösterimleri yaptık. Ocak-2014'ten bu yana
filmimiz, uluslararası festivallerde çoğunluğu birincilik olan toplam sekiz
ödül aldı.” IRO adresinde  C.I.P Kültürel Etkileşimler Noktası isimli
kültür merkezinde geleneksel Türk sanatlarının, Mevleviliğin seminerlerini
yapacağı adeta Türk geleneksel sanatların bir enstitüsü gibi faliyet
göstereceğini söyledi. Ayrıca tamamen kültür ağırlıklı kısa turlar düzenleyerek
Turizm hizmetini bu şekilde sürdüreceğini duyurdu.





yilmazparlar@yahoo.com



 


12 Kasım 2014 Çarşamba

ATİLLA DORSAY VE 33. TÜYAP ONUR YAZARI ÖDÜLÜ-YILMAZ PARLAR

ATİLLA DORSAY VE 33. TÜYAP ONUR YAZARI ÖDÜLÜ

Büyük iş başarmak başarısız sayılmamak için yeterlidir. Ama başarılı sayılmak periyodik olarak belli büyüklükte işler başarmaya devam etmek gerekir. Temelinde işini en iyi yapan olmaya çalışacak şekilde yapmaktır. Başarılı insan her gün kendini aşması gereken her gün aklına akıl katması gereken insandır. İşte Atilla Dorsay, yüz yılda ancak bir kere gelecek değerlerimizdendir.

Parlaklığının doruk nokta sınırını tanımayan her gün daha artılar ekleyen bir duayen. Zaten bu ödül teşvik niteliğinde sözünü kullanarak vitamin gibi enerjiyi kendi tükenmez enerjisine ilave etmeği düşünen, yürekli dostluklarıyla işini yapabilen bir değer.

Dorsay kendinde sinema aşkı varken yine yedeğinde sinema aşkını hep taşıdı.
Hayatı sinemaya endeksli bir idol oldu..

Nice sinema ödül tören sunuculuk görevlerini üstlenirken tüm salonu kuşatan güvenli bilgili keyifli sesiyle güne canlılık verdi ruh verdi. Sinema yazarları kitabının her zaman ön sayfasında yerini aldı. Hiçbir zaman ön sayfadan kopmadı.
Başarı yankıları gerçekten sonsuzlaşacaktır. Yaşam süresince yılları hazmeden manevi değerlere sahip çıkarken sahip olduğu bilgi fikirleri hep paylaştı. 

Sinemanın ruhunu çok iyi okuyan bilincinde kademe kademe tüm sinemanın evreninde ilişki içinde olarak sinemaya yön verecek sinema akademisine ve sinema sektörüne kazandırdığı çok sayıda kitaplarını değerli eserlerini soluk almaksızın hizmete sunan bir kıymet.

TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’în elinden onur ödülünü alan duayeni Sinemanın star oyuncuları aşta olmak üzere Sektörün siyasi, iş,akademi dünyasının önde gelen isimleri gerçek dostluklarını göstererek Bu mutluğunda yalnız bırakmadılar.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, Türkan Şoray, Filiz Akın ve Müjde Ar, Füruzan, Ahmet Ümit, Fatoş Güney, İzzet Günay,Nazan Ölçer, Doğan Hızlan, Turhan Günay, Taha Akyol, Ercan Karakaş, Sevgi Özel, Hasan Cemal  gibi isimler geceye gelen konuklar arasındaydı.

Dorsay konuklarına kitabını hediye etti. İmzalatmak isteyen dostlarını kırmadı. Uzun imza kuyruğuna rağmen birkaç hatıra söz yazdı ve imzaladı. 

Diğer ödüller;
Ressam Nevhiz Tanyeli İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü. Prof. Dr. Zeynep Sayın Eleştirmen Onur Ödülü. Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi'ne Sanatsever Kurum Onur Ödülü. Ceyda Göğüş ve Ünal Göğüş Koleksiyoner Onur Ödülü 
yilmazparlar@yahoo.com



23 Ağustos 2014 Cumartesi

GÖZDER GÖRME ENGELLİLER FİLM İZLEDİ-YILMAZ PARLAR

 GÖRME ENGELLİLER FİLM İZLEDİ

SİYAD Onursal Başkanı, İKSV Yürütme Kurulu Üyesi ve SİYAD kurucu üyesi ve Bir çok gazete ve dergide   Sinema Eleştirmenliği yapan, 50 fazla sinema üzerine kitapları bulunan duayen yazar, gazeteci Atilla Dorsay Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER) üyeleri ile birlikte film izledi. 

Film öncesi Türk sineması hakkında mini bir konferans veren Atilla Dorsay film sonrası soruları cevapladı. GÖZDER tarafından tertip edilen ve ücretsiz olan organizasyonla 22 Ağustos 2014 Cuma Saat:19.30'da senaristliğini ve yönetmenliğini Çağan Irmak'ın üstlendiği ölümsüz bir başyapıt olan çok ödüllü"Babam ve Oğlum" filmini izledi. 


Türk sineması hakkında içerik biçim ve amaç yönünden özellik gösteren, kısa bir ufuk turu attıran Dorsay son zaman Türk sineması ve Yönetmenleri örnekleyerek seyircisine ulaşma konusundaki başarılarını, halkı etkilemiş yaklaşımlarına göre filmleri  bir tür iletişim ve kodlama mekanizmasıyla dil olarak kullanıldıkları filmleri çeşitleyerek tür şekillerin anlaşılabilmesinde temel motif oluşturan, Türk sinemanın sanatsal  boyutlarıyla  sunumunu yaptı.




Görme Engelliler için özel teknikle betimlemeli olarak hazırlanan filme yoğun ilgi gösteren GÖZDER üyeleri keyifli bir akşam geçirdiler.



Başkan Ali Varlık ve Sekreter Gülşen Ateş’den aldığımız bilgilere göre Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER)  “1970 yılında İstanbul/Küçükçekmece’de bir grup görme engelli tarafından kurulmuştur. İlk yıllarda faaliyetlerini yapılanma ve üye sayısını artırma yönünde gerçekleştiren GÖZDER,80′li yıllarda merkezini, İstanbul Bakırköy’e taşıdı.



 Sunduğu hizmetlerin sağladığı yaygın kamusal fayda sebebiyle bu dönemlerde (1991 yılında) derneğimize T.C. Bakanlar Kurulunun 20/12/1991 tarih ve 91/2557 sayılı kararıyla Kamu Yararına Dernek statüsü tanındı. GÖZDER, 2003 yılı sonunda Bakırköy Zuhuratbaba’daki kendi binasına taşındı. Çalışmalarını artırıp yaygınlaştıran GÖZDER, rehabilitasyon ve sosyal hizmetlerini yürütmek üzere 2007 yılında Ataköy 7′inci kısımda 750 metrekarelik bir merkezi hizmete soktu.GÖZDER’in (genel Merkez de) 1.100 üyesi bulunmaktadır.  İstanbul/Kadıköy şubeleri de olan GÖZDER’in başta Ankara olmak üzere birçok ilimizde temsilcilikleri mevcuttur.”




yilmazparlar@yahoo.com

21 Ağustos 2014 Perşembe

BETONDAKİ ÇATLAKLAR (CRACKS IN CONCRETE)-YILMAZ PARLAR

BETONDAKİ ÇATLAKLAR
(CRACKS IN CONCRETE)

Umut Dağ’ın yönettiği ve Murathan Uslu, Alechan Tagaev, Ivan Kriznjak ile Mehmet Ali Salman’ın oynadığı Betondaki Çatlaklar (Cracks in Concrete), 22 Ağustos 2014’de M3 Film dağıtımıyla Kurmaca Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Hapishanede geçirdiği on yıldan sonra Ertan, suç dünyasından uzak durarak yeni bir başlangıç yapmak niyetindedir ancak kimseyi kendisine inandıramaz. Yıllardır görmediği oğlu Mikail ise müzisyen olmanın hayalini kurmaktadır ama başlangıçta ihtiyaç duyduğu parayı uyuşturucu satarak kazanmaya karar vermiştir. Ertan, oğlunu suç dünyasından korumak için kimliğini gizleyerek ona yaklaşmaya çalışır.

Gösterim Tarihi: 22 Ağustos 2014
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Kurmaca Film
Yönetmen:  Umut Dağ
Oyuncular: Murathan Uslu, Alechan Tagaev, Ivan Kriznjak, Mehmet Ali Salman, Erdem Türkoğlu, Shamil Iliskhanov
Senaryo: Umut Dağ, Petra Ladinigg
Görüntü Yönetmeni: Georg Geutebrueck
Kurgu: Claudia Linzer
Müzik: Iva Zabkar
Yapımcı: Veit Heiduschka, Michael Katz
Yapım Yılı: 2014
Ülke: Avusturya
Dil: Almanca, Türkçe
Süre: 105 Dakika


IMDb: http://www.imdb.com/title/tt3328762/?ref_=ttfc_fc_tt


Umut Dağ, ‘Kuma’dan sonra ikinci filmi ‘Betondaki Çatlaklar’da da sorunlu aile ilişkilerine göz atıyor. Hapishanede geçirdiği on yıldan sonra Ertan, suç dünyasından uzak durarak yeni bir başlangıç yapmak niyetindedir; ancak kimse ona inanmaz. Yıllardır görmediği oğlu Mikail ise müzisyen olmanın hayâlini kurmaktadır; ama başlangıçta ihtiyaç duyduğu parayı uyuşturucu satarak kazanmaya karar verir. Ertan, oğlunu suç dünyasından korumak için kimliğini gizleyerek ona yaklaşmaya çalışır. İlk gösterimi 2014 Berlin Film Festivali’nde yapılan baba-oğul hikâyesi, enerjik anlatımıyla büyük beğeni topladı
yilmazparlar@yahoo.com

SÜRPRİZ DAMATLAR-YILMAZ PARLAR

SÜRPRİZ DAMATLAR
[Qu'est-ce qu'on a Fait au Bon Dieu? - Serial (Bad) Weddings]

Philippe De Chauveron’un yönettiği ve Christian Clavier, Chantal Lauby, Ary Abittan ile Medi Sadoun’un oynadığıSürpriz Damatlar [Qu'est-ce qu'on a Fait au Bon Dieu? - Serial (Bad) Weddings], 22 Ağustos 2014′de Bir Film dağıtımıyla Limon Yapım tarafından vizyona çıkarılıyor.
Fransa’nın üst sınıf ailelerinden birine mensup olan Claude ve Marie Verneuil çiftinin dört güzel kızı vardır. Bu kızlardan Isabelle müslüman olan Rachid ile Odile Yahudi olan David ile ve Segolene de Chao isimli bir Çinli ile evlenir. Bu değişik kültürlerden damatları kabullenmekte güçlük çeken Claude ve Marie’nin tek ümitleri küçük kızları Laure’nin bir Katolik evliliği gerçekleştirmesidir.


Gösterim Tarihi: 22 Ağustos 2014
Dağıtım: Bir Film
İthalat: Limon Yapım

Bir Philippe de Chauveron filmi

Filmin Künyesi

Yönetmen: Philippe de Chauveron
Yapımcı: Romain Rojtman
Oyuncular: Christian Clavier, Chantal Lauby, Ary Abittan, Medi Sadoun, Frédéric Chau, Noom Diawara, Frédérique Bel, Julia Piaton, Emilie Caen, Elodie Fontan, Pascal Nzonzi
Orjinal Müzik: Marc Chouarain 
Süre: 94 dakika
Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=7LAuK1yE1_A

22 Ağustos 'da sinemalarda

Dağıtım ve Basın İlişkileri:
Limon Film Yapım Tic. Ltd. Şti.
E. İsmail Hakkı Bey Sok., No: 3, Balmumcu, Beşiktaş, İstanbul
Tel: 0212 347 34 50
info@limonproduction.com
www.limonproduction.com

Filmin Konusu:

Fransa 'nın üst sınıf ailelerinden birine mensup olan Claude ve Marie Verneuil çiftinin dört güzel kızları vardır. Bu kızlardan Isabelle bir müslüman olan Rachid ile Odile bir Yahudi olan David ile ve Segolene de Chao isimli bir Çinli ile evlenir. Bu değişik kültürlerden damatları kabullenmekte güçlük çeken Claude ve Marie 'nin tek ümitleri küçük kızları Laure 'nin kilisede yapılacak bir tören ile Katolik evliliği gerçekleştirmesidir. İstedikleri de olmuştur. Bir gün Laure evlenmeye karar verdiğini ve damadın da iyi bir Katolik olduğunu ailesine bildirdiğinde çok sevinirler. Nihayet normal bir düğün gerçekleşecektir ancak hayalleri yeni damat adayı Charles ile tanıştıklarında yıkılır. Charles Afrika kökenli bir Katoliktir. Claude için artık yapılacak tek bir şey kalmıştır, düğünü sabote etmek. Bu hedefe ulaşmak için kendisine de ilginç bir müttefik bulur, damat adayı Charles 'ın Babası Andre.

Yönetmen

15 Kasım 1965 tarihinde doğan Philippe de Chauveron Fransa 'nın önemli senarist ve yönetmenlerindendir.

ESEC Film Okulu 'ndan 1986 yılında mezun olan Philippe de Chauveron filmcilik sektörüne yazar olarak adım attı. Aynı dönemde ilk kısa filmi olan Big 'i yönetmen Emmanuel Silvestre ile birlikte çekti. 1995 yılında, Jean Reno ve Christian Charmetant 'ın başrollerinde oynadığı Truffles isimli komedi filminin senaristliğini yaptı. Hem senarist ve hem de yönetmenliğini yaptığı ilk filmi olan Les Parasites 'i 1998 yılında çekti. Takip eden yıllarda Bingo ve Le Beuze isimli iki önemli Fransız filminin senaristliğini yaptı. 2004 yılında tekrar kamera arkasına geçerek başrolünü Jean Dujardin 'in üstlendiği L'amour Aux Trousses filmini çekti. 2009 yılının en başarılı filmlerinden, yönetmenliğini Gabriel Julien-Lafarriere 'ni yaptığı Neuilly Sa Mere isimli komedi filminin senaristliğini yaptı.

2011 yılında tekrar yönetmen ve senaristliğe dönen Philippe de Chauveron, Zidrou ve Godi 'nin aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan L’élève Ducobu adlı komedi filmini çekti. Aynı yıl içinde Les Seigneurs d'Olivier Dahan filminin senaryosunu yazdı.

2012 yılında Les Vacances de Ducobu filminin yönetmenliğini yapan Philippe de Chauveron belki de kariyerinin en büyük başarısını 2014 yılında çektiği ve senaryosunu Guy Laurent ile birlikte yazdığı Qu'est-ce qu'on a fait au bon Dieu ? (Sürpriz Damatlar)filmi ile yakaladı.

Yönetmenin Filmografisi

Les Truffes, 1995, Senarist
Les Parasites, 1999, Senarist ve Yönetmen
La Beuze, 2003, Senarist
L'amour aux Trousses, 2005, Senarist ve Yönetmen
Neully Sa Mere, 2009, Senarist
L'Élève Ducobu, 2011, Senarist ve Yönetmen
Les Vacances de Ducobu, 2012, Senarist ve Yönetmen
Les Seigneurs d'Olivier Dahan, 2012, Senarist
Qu'est-ce qu'on a fait au bon Dieu?, 2014, Senarist ve Yönetmen



Film Hakkında Ne Dediler

Philippe de Chauveron

Böyle bir film çekmeye Fransız'ların değişik kültür evliliklerinde Dünya şampiyonu olduğunu öğrendiğimde karar verdim. Ülkemizde evliliklerin % 20 'si değişik kültür ve inançlardan olan kişiler arasında gerçekleşiyor. Avrupa genelinde bu oran % 3 'ler civarında. Aslında benim de ailemde böyle çiftler var. Ben bir Katolik aileden geliyorum. Ama örneğin erkek kardeşim bir Kuzey Afrikalı ile evli. Ben de gençlik yıllarımda bir Afrika'lı bayan ile yaşamıştım. Dolayısı ile değişik kültür ve inanç evliliklerinin problemlerini ve bu problemlerin içindeki komiklikleri biliyorum. İçimdeki yazar hep daha ilerisini düşündürdü bana ve bu filmi yazarken bir ailenin bu tip dört evliliği nasıl kabullenebileceğini hayal ettim.

Christian Clavier

Senaryoyu okuduğumda Philipe de Chauveron 'un harika bir yazar olduğunu düşündüm. Bana teklif edilen rolün gayet basit ve oynamasının oldukça eğlenceli olduğunu hissederek teklifi hemen kabul ettim. Oynadığım karakter benim yaşlarımda ve benim yaşımın inatçılığına sahip. Hataları olan bir karakter ama bunu olayların içindeki ironiyi yakalayarak kapatıyor. Karakterde en çok sevdiğim buydu.

Chantal Lauby

Filmde oynadığım karakter iyi bir anne. Çocukluğundan beri hep kibar olması söylenmiş ve öğretilmiş kendisine. Yaşadığı mutsuzlukları kendi içine atıp yaşayıp kendi köşesinde depresyonunu yaşayan bir anne. Tam bir klasik. Bence Philipe de Chauveron bu klasiği çok lezzetli bir komedi haline dönüştürmüş. Bu sayede de izleyiciler karakteri kolaylıkla benimsiyor.

Avrupa Basınında Film

The Intouchables 'den sonra çekilmiş en iyi komedilerden birisi - Le Journal du Dimanche
İnsani duygular ve zeka dolu bir film - Le Parisien
Gerçek bir etki bırakan harika bir komedi - Femme Actuelle
Christian Clavier ustalığının en üst seviyesinde olduğu etkili bir komedi - Liberation
Harika bir oyuncu kadrosu, azalmayan ritim, komik durumlar ve diyalogları ile çok zevkli bir eğlence - Le Soir

Fransa Performansı

5 Ağustos 2014 tarihi itibari ile 11.400.000 izleyici
Şimdiden en çok izlenen Fransız filmleri arasında ilk 10 'a girmiş durumda
Şimdiden UGC 'nin en başarılı filmi oldu (Amelie - 2011 - 8,5 milyon izleyici)

yilmazparlar@yahoo.com

5 Nisan 2014 Cumartesi

İKSV-AKBANK-2014 33. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI -YILMAZ PARLAR

33. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından onuncu kez Akbank desteğiyle düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin 33’üncüsü 4 Nisan Cuma akşamı Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenen açılış töreniyle başladı.


Sunuculuğunu Meltem Cumbul'un üstlendiği 33. İstanbul Film Festivali Açılış Töreni, festival için özel olarak hazırlanan tanıtım filminin gösterimiyle başladı. Törende ayrıca, başta 10 yıldır festivalin sponsorluğunu üstlenen Akbank olmak üzere festivalin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara da teşekkür edildi. 



Festival bölümlerinin tanıtıldığı açılış töreninde ilk olarak, Türkiye’de sinemanın 100. yılına özel olarak hazırlanan “Bu İkiliye Dikkat” bölümü sunuldu. Ardından festivalin Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışma filmleriyle FACE Sinemada İnsan Hakları Ödülü için yarışacak filmler takdim edildi. 


Törende, Alain Resnais ve Tuncel Kurtiz gibi geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sinema dünyasının unutulmaz isimleri anıldıktan sonra festivalin “Sinema Onur Ödülleri”, Türk sinemasına yıllar boyu emek vermiş altı değerli isme verildi. 


Festivalin ilk Onur Ödülü, tiyatro ve edebiyat alanında verdiği eserlerin yanı sıra Düttürü Dünya, Çöpçüler Kralı, Hababam Sınıfı, Postacı, Kapıcılar Kralı gibi birçok filmin senaryosuna imza atan, Türkiye sinemasına yıllar boyu emek vermiş senarist Umur Bugay'a verildi. Ödülünü, Bugay'ın yıllar boyu senaristliğini üstlendiği Yazlıkçılar ve Bizimkiler dizilerinin oyuncularından Meral Çetinkaya takdim etti. 


Yılmaz Güney’in menajeri olarak başladığı sinema kariyerinde kısa sürede Türkiye sinemasının en başarılı yapımcılarından biri olarak önemli işlere imza atan, Yılmaz Güney ile birlikte kurucusu olduğu Güney Film'in ardından Umut Film'i kuran, Yılanı Öldürseler, Muhsin Bey, Umut gibi birçok filmin efsane yapımcısı Abdurrahman Keskiner'e ödülünü başarılı oyuncu Menderes Samancılar takdim etti.

Festivalin üçüncü Onur Ödülü ise, Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri, Fazilet, Rumuz: Goncagül ve Mum Kokulu Kadınlar gibi filmleriyle hafızalarımızda yer etmiş yönetmen, senarist ve yapımcı İrfan Tözüm'e verildi. Ödülü, Tözüm'ün İkili Oyunlar filminde birlikte çalıştığı tiyatro ve sinema oyuncusu Zeliha Berksoy takdim etti. İrfan Tözüm adına ödülünü, eşi Melike Tözüm aldı.


Başta Sezen Aksu, Nil Burak, Onno Tunç, Ajda Pekkan ve Melike Demirağ olmak üzere, çok sayıda müzisyenle çalışmış, Fahriye Abla, Muhsin Bey, Anayurt Oteli, Arabesk, Ağır Roman ve Teyzem gibi filmlere besteleriyle hayat veren Attila Özdemiroğlu'na Sinema Onur Ödülü'nü uzun yıllar birlikte çalıştığı Melike Demirağ takdim etti. 


16 yaşında başladığı sinema serüvenine, Türk sinemasının “altın çağı” olarak kabul ettiğimiz 60’larda, yılda yirmi dört film gibi rekor bir sayıyla devam eden; Yılmaz Güney’den Halit Refiğ’e, Atıf Yılmaz’dan Metin Erksan’a, Ömer Kavur’dan Feyzi Tuna’ya, Türk sinemasının usta yönetmenlerin neredeyse hepsiyle çalışmış ünlü oyuncusu Sevda Ferdağ'ın ödülünü yazar Selim İleri verdi. 


Festivalin son Onur Ödülü, Türk sinemasının vazgeçilmez karakter oyuncularından, 200’e yakın filmde rol almış, Namus Uğruna'nın yakışıklı delikanlısından, Hanım'ın duygusal kaptanına, Güle Güle'nin Celal’ine birbirinden farklı rollerde aynı ustalığı sergileyen oyuncu Eşref Kolçak'a takdim edildi. Eşref Kolçak'a ödülünü, Güle Güle filmindeki rol arkadaşı, usta oyuncu Yıldız Kenter takdim etti. 


33. İstanbul Film Festivali’nin Açılış Töreni, NTV ekranlarından canlı olarak yayınlandı. Tören boyunca büyük ekrandan, sahneye çıkan sanatçılara eşlik eden video klipler, İKSV Stüdyo ekibi Selçuk Metin ve Erman Pehlivan tarafından hazırlandı. Törenin sahne yönetmenliğini ise Yekta Kara üstlendi. 


Açılış töreninin ardından 33. İstanbul Film Festivali, ünlü İngiliz yönetmen Stephen Frears’ın, başrollerini Steve Coogan ve Judi Dench'in paylaştığı, birçok dalda Oscar adayı olan son filmi Philomena / Umudun Peşinde'nin gösterimiyle başladı. Umudun Peşinde festivalin “Akbank Galaları” bölümü kapsamında izleyicilerle buluşacak. 


Festival 5 Nisan Cumartesi günü başlıyor; İstanbul’da 16 gün sinema var! 


5 Nisan Cumartesi günü ilk gösterimlerle başlayacak 33. İstanbul Film Festivali, 20 Nisan’a kadar Beyoğlu Atlas, Beyoğlu Beyoğlu, Pera Müzesi, İstanbul Modern, Citylife City’s, Ortaköy Feriye ve Kadıköy Rexx olmak üzere 8 salonda izleyicilerle buluşacak. Festival, sinemaseverlere 20’nin üzerinde bölümde 200’ü aşkın filmin yanı sıra usta sinemacıların katılacağı söyleşiler, atölye çalışmaları ve sinema dersleriyle dolu dolu iki hafta yaşatacak. 


Sinemaseverler bu yıl festival programına festivalin resmi web sitesi film.iksv.org’un yanı sıra İKSV Mobil uygulamasından da ulaşabilecek. Vodafone Red’in katkılarıyla geliştirilen İKSV Mobil uygulaması AppStore ve Google Play’den ücretsiz olarak indirilebiliyor. Festivalle ilgili gelişmeler, festivalde yarışacak filmlerin yönetmenleriyle röportajlar ve daha birçok güncel bilgi ise, festivalin Facebook ve Twitter sayfalarına ek olarak istfilmfest.tumblr.com adresindeki festival blogundan takip edilebilecek.


Festivalin ilk haftasonunda, yönetmen ve oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilecek gösterimlere ve söyleşilere dikkat! Festivalin, Türkiye’de sinemanın 100. yaşına özel hazırladığı “Bu İkiliye Dikkat” bölümüne paralel olarak düzenlediği "Türkiye'de Sinemada Neler Oluyor?" söyleşi dizisinin ilki “Türk Sinemasında Fantastik ve Korku” söyleşisi, 5 Nisan Cumartesi günü saat 16.00’da, Engin Ertan ve Can Evrenol’un katılımıyla İstanbul Modern’de yapılacak. Kazım Öz ve Emin Alper’in konuşmacı olduğu "Politik Sinemamız Ne Durumda?" söyleşisi ise 6 Nisan Pazar günü 16.00'da İstanbul Modern’de yapılacak. Söyleşilerin yanı sıra 6 Nisan Pazar günü dört filmin gösterimine filmlerin yönetmen ve oyuncuları da katılıyor. Ningen filminin yönetmenleri Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti, Feriye Sineması saat 13.30; Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi'nin yönetmenlerinden Emre Akay Beyoğlu Sineması saat 16.00; Şiddet Güzeli filminin yönetmeni Alexandros Avranas ve oyuncusu Eleni Rossinou Atlas Sineması saat 19.00, Medealar filminin yönetmeni Andrea Pallaore ise Feriye Sineması saat 19.00 gösteriminde izleyicilerle buluşacaklar. 


yilmazparlar@yahoo.com

10 Ocak 2014 Cuma

Çocuk Pozu (Child’s Pose)-Yılmaz Parlar

Çocuk Pozu
(Child’s Pose)

Vizyon Tarihi: 10 Ocak 2014
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Mor Reklamcılık Müzik Film Multimedya ve Prodüksiyon Ltd. Şti.
Yönetmen:  Calin Peter Netzer 
Senaryo: Razvan Radulescu, Calin Peter Netzer
Görüntü Yönetmeni: Andrei Butica
Kurgu: Dana Lucretia Bunescu
Yapımcı: Calin Peter Netzer, Ada Solomon
Yapım Yılı: 2013
Ülke: Romanya
Dil: Romence
Süre: 112 dk
 Oyuncular: Luminita Gheorghiu, Bogdan Dumitrache, Ilinca Goia, Nataşa Raab

Konu:


Bükreş’in üst sınıf ailelerinden birisine sahip olan Bayan Cornelia, oğlunun geçirdiği ölümcül bir trafik kazasından sonra onun tüm sorumluluklarını eline alır. Barbu, kazada küçük bir çocuğu öldürmüştür. Bayan Cornelia, bu durum karşısında oğlu hakkında tüm gerçekleri öğreneceği gibi durumu düzeltmek için tüm varlığını ortaya koyacaktır…

yilmazparlar@yahoo.com 

KAÇIŞ PLANI / ESCAPE PLAN-YILMAZ PARLAR


KAÇIŞ PLANI / ESCAPE PLAN
Başrollerinde efsane oyuncular Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger’in yer aldığı soluksuz aksiyon KAÇIŞ PLANI 10 Ocak’ta beyazperdede izleyicisiyle buluşacak. Son zamanların çok konuşulan ismi Mikael Håfström’un yönetmenlik koltuğuna oturduğu Kaçış Planı’nda dünyanın en azılı suçlularının
kalacağı bir hapishane inşa edilir, tüm hapishaneleri inşa eden ve onlardan ustalıkla kaçan Ray Breslin (Sylvester Stallone) bu hapishaneyi kontrol etmek ve kaçışa uygun olup olmadığını anlamak için yerleştirilir. Ray düştüğü tuzaktan habersiz görevi kabul eder, hapishaneye yerleşir dünyanın en tehlikeli adamı Emil Rottmayer’den (Arnold Schwarzenegger) destek alarak kaçışını planlar ve soluksuz

aksiyon başlar. Ray ve ekip arkadaşları Abigail (Amy Ryan), Hush (Curtis 50 Cent) ve Lester (Vincent D’onofrio) dünyanın en korunaklı hapishanesinden kaçma rekabetine katılmak için teklif aldıklarında, bu yarıştan kaçmamaya karar verirler. Bu kaçma planı için tek bir şart koşulur, Breslin, hapisteyken ekip arkadaşlarıyla görüşemeyecektir. Görevi tamamlayamayacağı zaman da hapishane müdürüne “kırmızı
kod” verecek ve görev iptal edilecektir.
Nereye götürüldüğünden habersiz olan Breslin, hapishaneye ulaştığında, hücrelerin asla kırılamayan cam hücreler olduğunu, hapistekilerin tamamının öldürmeye programlanan mahkûmlar olduğunu,muhafızların ağır silahlı ve maskeli olduklarını görür.Breslin, kaçış planı yaparken hapishane müdürü Hobbes (Jim Caviezel) bu anlattıklarından haberi olmadığını, Breslin’in de normal bir mahkûm olduğunu söyler. Hayatı boyunca hiç kullanmadığı ve görevin iptal edilmesini işaret eden “kırmızı kod” u kullanmasına rağmen, hapishanedeki hiç kimse bu olaydan haberdar değildir. Breslin tuzağa düşürüldüğünü anlar ve çaresizce hapishanenin en karanlık

adamı Emil Rottmayer (Schwarzenegger) den yardım almak zorunda kalır.
Kaçış Planı’nın başrol oyuncusu Stallone “Bugünün izleyicileri zeki ve talepkâr. Onlara beklediklerinden fazlasını ve farklı bir şeyler vermek zorundasınız. Ben ve Arnold’ın aynı filmde olması gibi. İnsanlar ikimizden böyle bir film çıkmasını beklemezlerdi, bu da onların isteğini vermek demek. Birbirimize paralel kariyerlerde olan, altın çağımızı yaşayan, zor filmlerin adamlarıyız. Bu filmde her şey çok farklı,
büyük silahlar yok, patlamalar yok, bombalar var. İki karakter de bu kez beyinlerini kullanmak zorunda.
Filmde çok fazla aksiyon var ama daha çok düşünmesi gereken adamların aksiyonu diyebilirim. Bu rol hayatımın en güzel döneminde, en keyifli işim oldu.” diyor ve ekliyor “Karakteri çok inandırıcı buldum.
Bize sürekli senaryo gelir bilirsiniz, ilk 30 sayfada da işin nereye gideceği belli olur. Kaçış Planı öyle değildi, hikâyenin başında ortasında ne olacağını asla tahmin edemiyorsunuz. Birkaç tahminde
bulundum ama sonu hiç de beklediğim gibi değildi. Breslin, tuzağa düştüğünü anladığında, tek çaresi Emil Rottmayer’den yardım almak oluyor. Birbirlerine hiç güvenmeyen bu iki adamın tek umudu yine birbirlerine inanmaktan geçiyor. Ray hapisteki herkesten şüpheleniyor ve kimseye güvenmiyor. Ray ve Emil arasındaki satranç da burada başlıyor.”

Emil Rottmayer karakterine hayat veren Arnold Schwarzenegger “6 yıllık California valiliğinden sonra oyunculuğa geri dönmem ve dönüşümün çok sağlam olması gerektiğini fark ettim. Senaryo geldiğinde çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Stallone ve ben geçmişte sağlam rakipler olarak anılırdık. En iyi kas kimde, en iyi kim dövüşüyor gibi konular konuşulurdu. Biz hep birbirimize saygı duyduk, bu iş sayesindede samimiyetimiz ve dostluğumuz katlanarak arttı. Birbirimize sonsuz uyum sağladık. Senaryonun oyuncuların ve ekibin çok iyi olmasının da büyük avantajını gördük. Film gerçekten çok başarılı oldu ve “en çok içime sinen işlerden” listeme eklendi.” diyor.

Yapımcı Mark Canton (300 Spartalı, Immortals) “İki ekran fenomenini bir araya getirebilmek muhteşem bir duygu. Sylvester ve Arnold benim için her zaman bir başka olmuşlardır. Onları aynı projede buluşturma fikri harika ama uygun senaryo bulmak çok zor. İkisi de Cehennem Melekleri filminde harikaydı ama Arnold’ın oradaki rolü çok büyük değildi. Bu kez ikisi de başrolde ve onları izlemek çok
keyifli.” diyor.

Kaçış Planı’nın senaristi Chapman “Bu filmde nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz, ne oyuncular ne de izleyici asla gökyüzünü görmüyorlar. Rutinler yok, yemek saatleri belirsiz, hangi günde olduğunuz meçhul. Ne yazık ki bu hapishane Ray Breslin’in bu zamana kadar tasarladığı tüm hapishane modellerinin ortak paydası ve buradan kaçması neredeyse imkânsız.” diyor.
Ünlü yönetmen Håfström “senaryodan çok etkilenmiştim, kurulan matematik tüm film klişelerinin aksine gerçek hayatın ta kendisiydi. Ben başrollerle ilgili her zaman matematik ve dozunda aksiyon ararım. Bu filmde de bunu göreceksiniz. Sylvester’ın karanlıkta kalan ve film boyunca gizlenen bir geçmişi, Arnold’ın da hayatında gizli cepleri var. Nereden ne çıkacağı hiç belli olmuyor, ben senaryoyu okurken, filmi çekerken ve sonrasında izlediğimde çok keyif aldım, izleyici de bu işi sevecektir.” diyor.
New Orleans’daki NASA binasında çekimleri tamamlanan film için yönetmen “İnanılmaz bir mekândı. Bilim kurgu filmi yapmıyoruz elbette fakat filmin mantığı sınırları aşmamalıydı ve her şey buna göre organize edildi. Ray ilk kez, cam bir hücrenin içinde, etrafından yüzlerce aynı cam hücrede tek başına yatan mahkûmların olduğu, onları kontrol eden maskeli ve silahlı adamların kol gezdiği bir yerde
uyanıyor. Buna kim tahammül edebilir ki?” diyor.
KÜNYE
VİZYON TARİHİ: 10.01.2014
YÖNETMEN: Mikael Håfström
OYUNCULAR: Sylvester Stallone, Arnold Schwarzenegger, Jim Caviezel, Amy Ryan, 50 Cent (as Curtis
'50 Cent' Jackson), Faran Tahir, Sam Neill, Vinnie Jones, Vincent D'Onofrio
SENARYO: Miles Chapman, Jason Keller
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ: Brendan Galvin
SÜRE: 115 dk.
İTHALAT: FİDA FİLM
DAĞITIM: TİGLON

yilmazparlar@yahoo.com