18 Aralık 2018 Salı

SE-SAM-104. Yıla 104 Ödül-Türk sinemasını geçmişten geleceğe taşıyanlar-Yılmaz parlar

104. Yıla 104 Ödül

Başkanlığını Yılmaz Atadeniz’in yaptığı Se-Sam (Sinema Eseri Meslek Sahipleri Birliği) 15 Aralık 2018 Cumartesi günü Grand Pera Emek Sahnesi’nde muhteşem törenle, “Türk Sineması’nın 104. yıla 104 ödül” sloganıyla ’a ödüllerini verdi. 




Aynı zamanda SE-SAM’ın 32. yılı olan geceye Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’da katıldı.



İş, sanat ve akademi dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı gecenin sunuculuğunu Hakan Türkşen ile Nur Türkşen üstlendiler.



1987 yılında Türk yapımcıları – sinemacılar ve video kaset dağıtımcılarının korunmaya alınması için devlet tarafından kurdurulmuş yarı resmi bir meslek birliği olan SE-SAM, Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Yılmaz Atadeniz ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından çok anlamlı açılış konuşması yapıldı.

Simema merkezi Beyoğlunun geçmişden günümüze uzun ve pek çok imkanlardan yoksun zorlu süreçleri dile getirildi.


İlk ödül alan Cüneyt Arkın hakkında; büyük yapım şirketlerin hep güvendiği, zamanının en gözde yönetmenleriyle tarihi filmlerinde sirk sanatcısı gibi ata binişleri setlerde ölümüne gerçekci rolleri yaparken kırılmadık kemik kalmadığı, çok fazla seyirci kitlesine hitap etmesi hatırlatıldı. Zamanında bu filmlerdeki aksiyonlara daha başarılı ve kareografik zenginlikler katabilmek için Medrano sirkinde akrobasi öğrendiği özel karate dersleri aldığı açıklandı.

Ödülü alan Cüney Arkın pek çok dostlarını görmekden memnun olduğunu ebediyete intikal edenler için çok üzüldüğünü ifade ederek “Azrail Beni Unutdu” espirisiyle bir başka gözde aktör İzzet Günay’a ödülü sundu.


120 civarında filme imza atan tiyatro ve sinema oyuncusu İzzet Günay’da Cüney Arkın ile ilgili bir anekdotu paylaştı. Ediz Hun’a ödülünü verdi. Espiri yaparak “Ediz’cim yanlış adama düştün. Ediz, hep hanımlardan ödül almayı tercih eder” dedi.

Ediz Hun Türk sineması hakkında sözlerinden sonra  “Sanata değer vermeyen toplumlar asla yükselemez”sözü yoğun alkış aldı.



Türk sinemasına ciddi emekler veren, diğer sanatcılardan başda yönetmen –yapımcı Temel Gürsu ve eşi Canan Perver, Aydan Şener, Orhan Gencebay, Sevim Emre, Serdar Gökhan, Engin Çağlar, Selda Alkor, Belkıs Özener, Süleyman Turan, Şemsi İnkaya, Suzan Avcı, Suna Selen, Meral Konrad, Devlet Devrim, Nilüfer Aydan, Şükrü Avşar ve daha pek çok isimle birlikde sinema yazarlığında duayen Atilla Dorsay katıldı.




100’ün üzerinde uzun metrajlı sinema filmine imza atan, çekirdekten yetiştiği sektörde duayen isim haline gelen Yapımcı-Yönetmen-Senarist Temel Gürsu 56 yıl boyunca gönülden sinemaya bağlı bir isim. Gerçekden ödülü hak eden emektarlardan.




Türk ve Dünya sinemasına ışık tutacak ellinin üzerinde eseri bulunan, kitap ve yazılarıyla Türk sinemasına şekil veren emektarlardan, yüzyılda bir gelecek duayen yazar Atilla Dorsay’da ödülünü aldı. Mesleki hayatının sinema yazarlığının elli yılını geride bırakan Duayen Atilla Dorsay kitap yazdıkca dinleniyor, gençleşiyor aslında dahada devleşiyor.


Türk sinemasına değer katan bu gün Dünyada sevilen Türk sinamasına emeği geçen değerleri hatırlamak adına proje sahibi Yılmaz Atadeniz’i iki türlü kutlamak gerekiyor. Kendi hizmetleri ve

böyle bir gecenin projesi için.



 yilmazparlar@yahoo.com

11 Kasım 2018 Pazar

Malatya 8. Uluslaraarsı Film festivali -Yılmaz Parlar

Malatya ! Film festivali Neyine

Ey Malatya!  “Malatya Film Festivali” senin neyine, sinema endüstrin mi var? Sinema platoların mı var? Film mi üretiyorsun?. Film marketin mi var?  

Festival demek şenlik demek. Şenlik demek hasatdan sonra ürünü alan üreticinin yorgunluğunu atıp paraya dönüştürme umuduyla eğlenmesi, diğer hasata geçebilmesi için moral depolamasıdır.



Film festivali furyası hızlandı ve seri üretime geçen firma gibi, Türkiye’nin Tüm şehirleri, ilçeleri Film festivali düzenlemeye soluksuz devam ediyor. Muhtar Sponsor bulsa; Film Festivali yapacak.


Film Festivali, kırmızı halı kopyası tüm ülkeyi sardı. Markalaşmış ve bünyesinde sinema endüstrisi bulunduran şehirler bile festivali çeşitli toplumsal sosyal konulara odaklanmayla çeşitlendirip inovasyon yaparak farklılaşma rekabet şansını artırırken, klasik düzenlenmeyle faydasız, masraflı, kimseye fayda getirmeyen, sonunda parası halkdan çıkan organizasyonlara niye girersiniz.


Uluslararası festival diyorsun yabancı tek gazeteci yok ki; böylelikle yaptığı haberle Ülkesine şehrin turizm tanıtımını yapsın. 


Ülkende bile festivali yazacak, Turizm yazacak gazeteciyi çağırmıyorsun. Çağırdığın film yazarı gazeteci, film izlemeye geliyor. Filmi İstanbul’da ki basın gösterimi filmlerle yazamıyor mu?. Festivalini yazan, yerel basın zaten kendi bünyendeki basın. Yani “Kendin pişir Kendin ye”. Sınırlarını aşamıyorki; Ülke çapında duyursun..


Organizasyondaki Basın ve Halkla ilişkiler, ne Basın yazarlarından haberi var ne de, Halkla ilişkiler nezaketinden..Kim sizlere bu isimleri tavsiye ediyor.


Malatya’da kayısı var. Ön planda bununla ilgili festival düzenlemiş olsan, Ekonomiye katkı sağlarsın. Dünya festival çeşitlerine baktığında birbirinden farklı yüzlerce binlerce çeşit festival görürüsün her biri bulunduğu coğrafyaya katkı sağlıyor. 


İtalya, Lavanta festivali yapıyor, 80 çeşit türev ürünü bünyesinde taşıyor, sağlıkdan 

(şurup- ilaç)  -gıdasına ( Bal-reçel), kozmetikden (krem parfüm)-bilime, tarım ilaçlarına kadar... 

Kayısının özelliklerini, Dünya pazarındaki yerini söylemeye gerek yok..Markalaşman marka şehir olman ancak ürününü markalaştırırsan mümkündür. Ancak ürünün ile  öne çıkarsın..kendine ait olmayan, sahip olmadığın film endüstrisi ile değil.

   
Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler festivaline gelse bile ne olur. Ayrıca, hem onur ödülü veriyorsun, hemde çok büyük paralar karşılığında geliyorlar. 
Kendi reklamını bile yapamıyorsun..Uluslarası Filmi bırak kendi ülkende ulusal sineman Tv dizi film sektörünün gerisinde seyrediyor.

Furya olumsuzluğu içinde yaptığın masrafları, Tarihi mekanların tanıtımına harcamış olsan; gelen turistlerle şehrine önemli katkı sağlarsın. Markalaşman kendine has özellikleri olan ürün ve kültürel varlıklar ile mümkündür.


Umarız Turizm ve Kültür Bakanlığımız bu Film Festival kirliliğine dur der. Milli servete zarar veriyorsunuz.


Film Festivaline son verip, Kayısı Festivali yaparsan, Bölgendeki, Turizm kültürel varlıkları tanıtımına gidersen çok yönlü katkıların olur. Şehrine dolayısıyle ülkene ekonomik fayda sağlarsın..

Sahip çıkarak- paylaşamadığınız, Adıyaman ile Nemrut dağı kültürel mirası ön plana çıkarın.
Bana göre Dünya harikalarına artı bir ekleyerek Dünya’nın sekiz harikalarından biri. Başka ülkede olsaydı, hikayesi ile Ülke için hedeflenen turist sayısını kendi başına elde ederdi.

yilmazparlar@yahoo.com

27 Eylül 2018 Perşembe

25. Uluslararası Adana Film Festivali Onur Ödülleri töreni-Yılmaz Parlar


Yerli, milli olmadan evrensel olunmaz  
24 Eylül 2018 Pazartesi günü Adana Hilton Hotelde, gerçekleşen, 25. Uluslararası Adana Film Festivali Onur Ödülleri töreninde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, "Bir şeye inanıyoruz ki yerli olmadan, milli olmadan evrensel olunmaz"dedi
Düzenlen törende Vizyon Sahibi Yönetmen ödülü Rus yönetmen Aleksey Fedorchenko’ya Yaşam Boyu Başarı Ödülü Şerif Gören'e, Onur Ödülleri Cüneyt Arkın, Muhterem Nur, Ahmet Mekin ve Süleyman Turan'a "" takdim edildi. 
Nefise Karatay ile Oktay Kaynarca'nın Sunuculuğunu üstlendiği törende, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “ Festival Yeşilçam'dan, Türk sinemasının geleneğinden aldığı güçle 1969 yılında başladı.

Hem yerli sinemamıza hem uluslararası sinemaya ev sahipliği yapıyoruz. Bugün onur ödülleri vereceğiz ama şunu ifade etmek istiyorum ki onurlu Türk sinemasının zaten onurlu olan değerli sanatçılarına onur ödülü vermek tabii ki haddimize değil, bizimki bir vefa örneğidir. Ne mutlu ki onlarla Türk sineması yücelmiş ve bugün dünya sinemasında önemli bir yer edinmiştir. Uluslararası camiaya baktığımızda kendi sineması yabancı filmlere yenilmeyen, en fazla seyirci çeken sinemalardan bir tanesi Türk sinemasıdır. İşte biz o sinemaya, Türk sinemasına, Türk sanatına, Türk sanatçısına Adanalılar adına bereketli topraklardan hizmet etmekten büyük şeref duyuyoruz."ifadelerini kullandı.

Sözlü, "Sanat tabii ki aynı zamanda bütün dünya insanlığının ortak dilidir" diyerek, Vizyon Sahibi Yönetmen ödülünü Rus yönetmen Aleksey Fedorchenko’ya takdim etdi.
Yaşam Boyu Başarı Ödülü"nü alan Şerif Gören “ilk filmimi Adana'da çekmiştim. Çok uğurlu geldi.”dedi Şerif Gören Adana’yla bütünleşmiş Adana ‘nın simgesi olmuş Büyük sinemacı  Yılmaz Güney hakkında "Yılmaz Güney bana Şerif kardeş ben ona Yılmaz abi derdim. Beraberliğimiz yaklaşık 10 yıl sürdü. Tabii ki Yaşar Kemal ile sohbetlerimizi, Orhan Kemal'ın tavla oynayışını, tespihini hiç bir zaman unutmadım. 25. yılda bu ödül önemli bir şey. Bu ödülle de beni onurlandırdınız, gururlandırdınız ve bu ödülü şerefle saygıyla taşıyacağım" sözleriyle şükranlığını ifade etdi.

Ahmet Mekin, Adana Vali Yardımcısı Mustafa Aydın'dan ödülünü aldı. 
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü sağlık sorun nedeniyle törene gelemeyen Cüneyt Arkın'ın ödülünü, eşi Betül Cüreklibatur ile oğlu Murat Arkın'a verdi.
Cüneyt Arkın, görüntülü olarak ekrana bağlandı. "Uzun süredir ayrı kaldım sizlerden. Sevgi dolu içten gelen bakışlarınızı, sımsıcak hareketlerinizi, o candan yaklaşmalarınızı çok özledim. Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklıyorum" dedi.

Ödülü babası adına alan Murat Arkın, bir gerçeği gözler önüne serdi. Telif Hakları.
Murat Arkın babası hakkında "Çok ter döktü yetmedi kanını döktü. Vücudunda kırılmadık kemik kalmadı, ölümlerden döndü ama yine de hiç kimseden bir şey istemedi. Artık 82 yaşında istediği bir tek şey var. Mümkünse telif haklarını hakkını istiyor. Bunu niye istiyor. Bunu Yeşilçam emekçileri ve aileleri için istiyor. Çünkü o sadece filmlerinde değil gerçek hayatta da bir Battal Gazi, bir Kara Murat, Malkoçoğlu. Aslına baksanız o Vatandaş Rıza'nın ta kendisi. Öğretmen Kemal, Komiser Cemil. İnsanlığıyla adamlığıyla 82 yaşında olmasına rağmen delikanlılığıyla milliyetçiliğiyle vatanseverliğiyle halkına olan aşkıyla askerine olan saygısıyla ve daha da önemlisi bütün bu değerleri bağrında barındıran gerçek Atatürkçülüğüyle Cüneyt Arkın."Şeklinde babasının kişiliğinide özetledi.

MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Muhterem Nur’a ödülünü sundu.
Aktörlüğü "mahcup adamın intikamı" olarak değerlendirilen Süleyman Turan Ödülünü Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü'den aldı.
Turan, "Bundan sonra da ne kadar mahcup olabilirim gerçekten bilmiyorum ama yine de mahcup olmaya hazırım ne olursa olsun" diye konuştu.
Törende ABD’li şarkıcı Della Miles Türkçe ve yabancı şarkılardan oluşan konseriyle devam etdi. 
yilmazparlar@yahoo.com